Bu sefer kadıköy- taksim sınırlı İstanbul ziyaretlerimin(ne yazık ki öle oluyor çoğunda) dışına çıkıp değişik yerlerde gezebildim.bunlarda biri Pierre Loti.Aslında ben de olan ilginç öyküsü şu; 4 yıl şu fotoğraflarda da gözüken haliç köprüsünün Halıcıoğlu ayağında okuyup bir kere merak etmedim ve gitmedim Pierre Loti ye. İşin aslı bu seferde sırf meraktan gidelim diye tutturdum biraz tufana.işte oturduk birer çay içtik biraz da dolaştık.bütün numarası da bu zaten güzel bir haliç manzarası var kabul ama o kadar.
Pierre Loti 1800 lü yılların sonlarında Osmanlıyı ziyaret etmiş denizci-yazar bir Fransız. İstanbul da gördüklerinden esinlenerek yazdığı Aziyade romanı sayesinde Fransa da dikkat çekmiş. Osmanlıda bizim Avrupa da tanıtımımızı yapıyor diye adama verilmedik nişan bırakmamış.Zamanında Aziyade den bir bukle okumuştum.Tam bir batı gözüyle doğuya bakış.Oryantalizm.Gördüğü her şeye sadece doğuya ait olduğu için hayran kalan bir insanı anlatan şeylerdi okuduklarım.Her şey o kadar abartıydı ki şaşırıp kalıyorsunuz, birazda bu yapaylığın, samimiyetsizliğin farkına varıp uzaklaşıyorsunuz. Ama Osmanlıdan günümüze değişen bir şey yok ne yazık ki. Bizi dışarıya olduğumuzdan farklı anlatanları el üstünde tutuyoruz. Hep birilerinin gözüne girmeye onlar gibi ileri medeniyetler seviyesine ulaşmayı öğrenmiyor muyuz yıllardır okul sıralarında.Aman neyse, Nazım Hikmet güzel yazmış:
Hatta sen
sen Pier Loti!
Sarı muşamba derilerimizden
birbirimize
geçen
tifüsün biti
senden daha yakındır bize
Fransız zabiti!
Not : son iki fotoğraf insanlar farkında olmadan birazda benim yüzsüzlüğüm sayesinde çekildi.sonrasında bana kendimi dikizci hissettiren tufana armağan ediyorum bu "senede bir gün" temalı fotoğrafları :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder