14 Eylül 2010 Salı

geleneksel mandırbaşı içmecesi

7-8 senedir yapıyoruz bu etkinliği.yaz sonuna doğru bizim bahçede, çardakta, akşam üstü başlayıp gecenin ilerleyen saatlerini görüyoruz.son iki senedir ben zamanı ayarlayıp cide de bulunamam sebebiyle yapamamıştık.olsun eski enerjimizi kaybetmemişiz.
 kadro aynı, 8 senedir. birileri bazı seneler denk getirip olamıyor aramızda tabi.yine bayram vesilesiyle bir araya gelmiş çocukluk arkadaşlarının eski günleri hatırlayıp, bazen siyaset bazen spor konuşup, bazen gelecek hayalleri kurduğumuz güzel gecelerden biriydi. mezeler, ortam kısaca her şey güzeldi. yalnız birisi dedi " kadın sesi eksik" diye. güldük bayağı. bazen de böyle olsun. 


7 Eylül 2010 Salı

van kalesi


İnsan okuyarak mı çok öğrenir, gezerek mi? Onu bilmiyorum ama yalnızca okursan bir şeyler eksik kalıyor o kesindir. Yola vurmak lazımdır bazen kendini. Ve bir sabah başlayacaksın belki Karadeniz’in nemli, serin,yeşil, yağmurlu bir yerinden.Kulağında tulumun sesi eksik olmayacak tabi. Kars’a kadar gideceksin. Karı, kazı, kızı meşhur olan Ermenilerden kalma Rus şehrine.Sonra devam edeceksin Doğubeyazıt’ a kadar ki, bakacaksın İshakpaşa sarayından Doğubeyazıt ovasına, bir yanda Ararat. “Kars çocuklarında Kars’ı”  mıdır bilmiyorum ama Van çocukların Van ı o kesindir.Ve insan yaşadığı yere benziyordu ya, o yerin suyuna, toprağına, benim hoşuma gidende asıl odur.Gidebilseydik Muş-Tatvan yoluna güllere ve devlete inanmazdık orası da kesin.

artık gezimizinde fotoğraflarında sonuna geldik.tek pişmanlığım van ın meşhur kavaltısını yapamaktı (ramazan dolayısıyla kapalıydı çünkü).olsun :)